İstihkak Davası Nedir sorusunun cevabına geçmeden önce kelime anlamı olarak İstihkak’tan bahsedelim. İstihkak, Arapça kökenli bir kelime olup hak kazanma, hak kazanılan şey anlamına gelmektedir. İstihkak kelime anlamı olarak TDK’de “Hakkı olma, hak kazanma” olarak tanımlanmıştır. İstihkak kavramı, hukuki anlamda ise bir dava türüdür. İstihkak, malikin, dolaysız zilyedinde bulunmayan malını; haklı nedene dayanmayan, dolaysız zilyetten almak amacıyla açabileceği davadır. Mülkiyet hakkı sahibine geniş koruma sağlayan yetkiler vermektedir. İstihkak davasıyla mal sahipleri, mülkiyet hakkına dayanarak üçüncü kişilerden mallarını geri alabilir. İstihkak davası icra hukuku kapsamında teknik bir yapıya sahiptir. Kişilerin hak kaybı yaşamamaları için bu süreci icra hukuku alanında deneyimli bir avukat aracılığıyla yürütmeleri önemlidir. İstihkak davası mülkiyeti çekişmeli olan taşınır veya taşınmaz malın kime ait olduğunun tespiti için açılan bir davadır. İstihkak davası yapısı itibariyle ivedilikle görülen bir davadır. Bu nedenle basit yargılama usulüne tabidir. İstihkak iddiası ileri süren kişilerin bu iddialarını haciz işlemini gerçekleştiren icra dairesine yapmaları ile süreç işlemeye başlar. Temelde bir malın mülkiyetinin belirlenmesini konu alan istihkak davası; bir borçluya ilişkin haciz işlemi yapılırken, borçluya ait olduğu düşünülen mala haciz konulur ve bu mala ilişkin borçlu veya bir üçüncü kişi, mal sahibinin bir başkası olduğunu ifade ederse bu durumda söz konusu malın sahibini belirlemek açılan davadır.
İstihkak davası nedir Bu açılabilmesi için belirli bir sürecin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Alacaklının borçlu aleyhine başlatmış olduğu icra takibi sonucu ödeme emrinin kesinleşmesiyle birlikte icra memurlarınca borçluya ait eşyalar ve üçüncü kişilerde bulunan alacaklarına haciz konulur. Bu süreç içerisinde borçlunun eşyaları sanılarak mülkiyeti üçüncü kişide bulunan eşyalara da haciz konması mümkündür. İşte bu durumun gerçekleşmesi halinde borçlu veya üçüncü kişi tarafında istihkak iddiası ileri sürülebilir. Diğer bir ifadeyle bir borçlu hakkında haciz yapıldığı zaman, borçlunun olduğu düşünülen bir mala haciz konulur ve borçlu yahut bir başka üçüncü kişi o malın üçüncü kişiye ait olduğunu iddia ederse, bu malın mülkiyetinin belirlenmesi için açılan davaya istihkak davası denir. Bu durumda mal üzerinde istihkak iddiasında bulunan kişinin açacağı dava istihkak davasıdır. İstihkak davasına ilişkin hukuki süreç ve önemli hususlar izah edilmeden belirtmek gerekir ki istihkak davası gibi mülkiyet hakkını esas alan davalar son derece önemli olup güçlü ve sağlam bir hukuki zemine oturtulmalı ve sürecin takibi sıkı sıkıya yapılmalıdır. Aksi takdirde çok ciddi hak kayıpları yaşanması kuvvetle muhtemeldir. Bu itibarla, emsal davalarla deneyimini artırmış uzman bir avukattan hukuki yardım alınması, gerek süreç içinde gerekse sonrasına olumsuz durumlar ile baş başa kalmamak adına önemlidir.
İstihkak Davası Nedir
İstihkak davası nedir konusunda taşınır ya da taşınmaz bir malın mülkiyetinin kime ait olduğu konusunda çıkan uyuşmazlıkta, asıl malikin tespiti için açılır. Bu dava, mülkiyet hakkına dayanılarak, haksız olarak ele geçirilen veya alıkonulan eşyanın geri verilmesini sağlama amacını güden, ayni nitelikte bir eda davasıdır. Dava, basit yargılama usulüyle görülür. Bu dava çeşitli kanunlarda düzenlenmiştir. Mülkiyet hakkına dayanan istihkak davası TMK m.683’üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.” şeklindeki düzenlemeyle kendine yer bulmuştur. Davanın açılabilmesi için malın zilyedin elinden nasıl çıktığının bir önemi yoktur. Malın yeni zilyedin eline geçmiş olması ve haksız yere elinde bulunuyor olması yeterlidir. Dava mülkiyet hakkına dayanılarak açılır dolayısıyla davayı sadece malik açabilir. Mülkiyet hakkı devam ettiği sürece açılabilir. Herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Bazı durumlarda hakların yarışması söz konusu olabilir. Kişi hem taşınır hem bu davayı açabileceği bir durumda taşınır davası hak düşürücü süreye uğraması durumunda istihkak davası açabilecektir.
Hacizde İstihkak
İstihkak davası uygulamada kendisini en çok haciz ile birlikte gösterir. Haczedilen malın, hacze maruz kalan kişiye değil bir başkasına ait olduğu iddia edildiğinde söz konusu malın kime ait olduğunu tespit içinde hacizde istihkak davası söz konusu olacaktır. Hacizde istihkak davası, İcra İflas Kanununun 96.md’sinde düzenleme alanı bulmuştur. Haczedilen bir malın üçüncü kişiye ait olduğu iddia edildiğinde haciz tutanağına bu durum geçirilir fakat yine de söz konusu mal haczedilmiş olunur. Haczedilen malın bir üçüncü kişiye ait olduğu iddia edildiğinde bu iddia kimi zaman hakikaten gerçeği yansıtırken kimi zaman da kötü niyetli olarak, söz konusu malın bir başkasına ait olduğu iddia edilmek suretiyle malın hacizden kurtarılması amaçlanır. Bu tür durumların tespit edilebilmesi ve mal sahipliğine ilişkin muğlak durumun netleştirilebilmesi için hacizde istihkak süreci takip edilir.
Hacizde istihkaka davasının temel gayesi, hacze konu edilen malın kime ait olduğunun şüpheye yer bırakmayacak kesinlikte belirlenmesidir. İstihkak davası ile mal sahibi belirlenir ve malın hacze konu edilip edilmeyeceği tespit edilir. İlk olarak borçluya ait mallar haczedilir. Fakat bu mallar kafi gelmediği takdirde yukarıda ifade edilen çekişmeli mallar haczedilir. Çekişmeli mallar şayet borçlunun elinde bulunuyorsa bu mallar haczedilerek el konulabilir. Fakat çekişmeli mallar bir üçüncü kişinin elinde bulunuyorsa bu durumda yine hacze konu edilir fakat çekişmeli mal, istihkak davasının sonuçlanmasına kadar yediemin sıfatı ile üçüncü kişinin elinde bırakılır. İstihkak davası sadece mülkiyete dayanmaz. Bunun yanı sıra rehin altında bulunan malın haczedilmesi halinde de rehin sahibi kişinin istihkak iddiası mümkündür. Böyle bir durumda istihkak davası ile mülkiyet hakkı yerine rehin hakkı incelenir.
İstihkak davasının bu türünde üç olasılık söz konusudur. Bu ayrım her ihtimalde farklı prosedür öngörüldüğü için önemlidir. Bu ihtimalleri şöyle sıralayabiliriz:
- Malın Borçlunun Elinde Olduğu Durum (İİK m.96-97),
- Malın Üçüncü Kişi ile Borçlunun Elinde Olduğu Durum (İİK m. 96-97),
- Malın Üçüncü Kişinin Elinde Olduğu Durum (İİK m.99)
İİK m.97/a’da mal kimin elindeyse mülkiyetin ona ait olduğu kabul edilmiştir. Malın alacaklı ve borçlunun elinde bulunduğu durumda ise, malın borçluya ait olduğu kabul edilecektir. Bu şekilde TMK’deki mülkiyet kavramı alacaklı lehine genişletilmiş bulunmaktadır.
İstihkak davalarında görevli mahkeme icra mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise icra takibini yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu yer mahkemesidir. İstihkak davasının tarafları, istihkak iddiasında bulunulan malın borçluda ya da üçüncü kişide olmasına göre değişir. Mal borçluda bulunuyorsa üçüncü kişi davacı olup alacaklı da davalıdır. İddiaya konu teşkil eden mal üçüncü kişide bulunuyorsa bu durumda alacaklı kişi davacı, üçüncü kişi ise davalıdır. İcra mahkemesi davacı üçüncü kişiyi haklı görürse davayı kabul eder. Mal üçüncü kişinin iddia ettiği hakka zarar gelmemek üzere haczolunur, mülkiyet hakkı söz konusu ise haciz kalkar. Bu durumda, itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötüniyetli olduğu tespit edilirse aleyhlerine haczolunan malın değerinin %15’inden az olmamak üzere tazminata hükmolunur. İcra mahkemesi üçüncü kişinin istihkak davasını haksız bulursa, istihkak davasının reddine karar verir. Bu kararla mal üzerindeki haciz kesinleşir ve daha önce takibin ertelenmesine karar verilmişse, bu karar kalkar. Takibin ertelenmesine karar verilmişse, bu dava dolayısıyla alınması geciken miktarın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilir.